Başta Sayın Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş ve yardımcıları olmak üzere, ’34. İl Müftüleri istişare toplantısı sonuç bildirgesi’nin hazırlanmasına fikir, dil ve üslûp yönünden katkı sağlayanları, bildirgeye son şeklini verip onaylayan Din İşleri Yüksek Kurulu ve İl Müftüleriyle diğer katılımcıları takdir ve şükranla anmamız gerekiyor. Çünkü -artık vahim bir hal alan iç ve dış gelişmelerin de etkisiyle- Diyanet’in önemine, yetkinliğine ve sorumluluğuna yakışır derinlikte; ağırbaşlı ama net ve kararlı bir üslûpla yazılmış, teşkilata yeni ufuklar açacak bir bildirgeyle karşılaştık. Bu metinle Diyanet İşleri Başkanlığı ve il teşkilatları, “Konu din ise burada biz varız; hem yasal yönden hem de bilgi ve birikim olarak asıl konuşma ve karar makamı biziz” demiştir. Eminim ki, Diyanet bu sorumlu ve iradeli duruşunu bundan sonra da sürdürecektir; kurumun dinî ve toplumsal hatta uluslararası itibarı buna bağlıdır. Diyanet, ilk defa bu kadar açık ve kesin bir dille, zamanın ihtiyaçlarına göre geleneksel yorumlardan farklı dinî içtihatlarda bulunulabileceğini ifade etmiştir. Çünkü geleneksel dinî yorumların ürettiği ağır sorunlarla karşı karşıyayız. Bunun nedeni de söz konusu yorumların değişim ve dönüşüme, yani güncellenmeye kapalı olmalarıdır.