Bir insanı en çok değersizleştiren kötülük, onun kâr hırsı uğruna başka bir insanın veya insanların en temel varlık şartı olan maddi geçimlerini zorlaştıracak, belki de hayatta kalmalarını tehlikeye sokacak derecede bencilleşmesi olmalıdır. Bu, hem bireyler hem de toplumlar için böyledir. Bu sebeple kapitalizm, ortaya çıktığı 16. yüzyıldan bugüne kadar güç devşirdikçe zalimleşmiş, zalimleştikçe daha çok güç devşirmiş; ama fıtratı bozulmamış insanlık vicdanında hiçbir zaman sevilmemiştir.
Modernizmin önde gelen isimlerinden Alman sosyologu Max Weber, –100’lük dolardan resmine aşina olduğumuz- ünlü Amerikan yazarı, iş ve siyaset adamı Benjamin Franklin’in (1706-1790), bir kapitalistin başarılı olması için yaptığı tavsiyeleri sıraladıktan sonra vardığı sonuç dikkat çekicidir. Weber şöyle der: “Tabii ki, Franklin’in bütün ahlâkî yaklaşımları yararcılığa dönüşür. (Franklin’e göre) şerefli olmak yararlıdır, çünkü kredi sağlar; dakiklik, çalışkanlık...