Muhtemel itirazlara cevap:
Konu Gazâlî olunca, onun filozoflara din üzerinden yönelttiği eleştirilerle Müslüman dünyada felsefî düşüncenin önünü kestiği ve dolaylı olarak bilimsel gelişmeyi durdurduğu şeklindeki –bence de kısmen haklı- gerekçelerle yazıklarıma itirazlar gelecektir. Bu itirazlara karşı itirazım şöyledir:
a) Gazâlî o eleştirileri yöneltmeseydi de o dönemlerin ağır kelâmî ve fıkhî dogmatizmi karşısında Müslüman dünyada felsefî düşünce ve bilimsel gelişme zaten sönecekti; sönmeye de başlamıştı.
b) Bizim dünyada felsefî düşüncenin ve bilimsel gelişmenin sönmesinin ana sebebi, Gazâlî’nin eleştirileri değil, o eleştirileri –Endülüs’te İbn Rüşd’ün yaptığı gibi- daha güçlü felsefî ve bilimsel gerekçelerle reddeden düşünürlerin İslam dünyasının doğu kesiminde yetişmemesidir. Bunun sebebi de yine ağır kelâmî ve fıkhî dogmatizmin Müslüman toplumlar üzerinde kurduğu mutlak hâkimiyettir.
Sonuçta her toplumun mirasında doğrular da yanlışlar da vardır. Entelektüel gelişmeyi yaşatan toplumlar, miraslarını tamamen reddetmek yerine, o mirasın –aşağıda sunacağım...