Peygamberimiz 632 yılında ifa ettiği ilk ve son haccı sırasında yüz binden fazla hacıya konuşmalar yapmıştı. Erken dönem İslâm kaynakları, konuşmaların başlıca kısımlarını Veda Hutbesi başlığıyla kaydetmiştir. 1387 yıl önce yapılmış konuşmanın bir cümlesi şöyle: “Ey insanlar! Kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar birbirinize haramdır; şu (Vakfe) gününüz, şu (Hac) ayınız ve şu (Mekke) kentiniz gibi kutsal ve dokunulmazdır. ” İnsanlık tarihinde can ve mal güvenliği daima insan haklarının en başında zikredilmiştir. Yukarıdaki cümlede Hz. Peygamber’in “can ve mal”a bir de “ırz” kavramını eklediğini görüyoruz. *** Irz kelimesi, Türkçede bir anlam daralmasına uğradı; sadece “aile namusu” olarak anlaşılmaktadır. Fakat İslâmî kültürde ırz terimi, insanı insan yapan, bu sebeple de her türlü tecavüz karşısında dokunulmazlığı bulunan bedensel, maddi ve manevi kişilik değerlerinin tümünü ifade eder. Herkesin insan sayılma ve aşağılanmama hususunda doğal bir arzusu vardır ve bu, ırz kavramının psikolojik zeminini oluşturur. Bir kimsenin kişilik değerlerinin saldırıya uğraması, doğrudan doğruya onun ırzına, yani toplum içindeki saygınlığına, şeref ve haysiyetine yönelik bir tecavüzdür.