Öncelikle şunu hatırlatmamız gerekir: Teorik ve küllî olarak düşündüğümüzde, “Allah bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir” (Ra‘d suresi 13/11). Fakat bu teorik olarak böyledir. Pratikte ise Allah hikmet ve adalet sahibidir; öyle olduğu için de bu ayetin bir önceki cümlesinde “Bir topluluk kendini (iyi veya kötü yönde) değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez” buyrulmuştur. Kuşkusuz bu, bireyler için de böyledir.
Buna göre anılan ayetin bütünü şunu anlatıyor: Allah’ın kudreti, izni, iradesi ve hükmü kesin geçerlidir; çünkü kudreti, izni ve iradesi sınırlanan, hükmü geçerli olmayan bir varlık ilâh olamaz. Bu tamamen mantıklıdır ve doğrudur. Zira eğer Allah’a inanıyorsak O’nun bir şeyi dileyip de izni ve iradesinin yarattıkları tarafından engellendiğini, bu yüzden dilediğini yapamadığını...