Klasik kültürümüzde –çağdaş demokrasilerdeki gibi anayasal ve yasal kurallara bağlanmış olmasa da- ahlâkî olarak toplumsal karar ve uygulamalarda katılımcılığı teşvik eden bir anlayış ve gelenek vardı. Bizzat Kur’an’da, “Müminlerin işleri aralarında istişare ile yürür” (Şûrâ 41/38) denilerek bir vizyon verilmişti. Başka bir ayette Hz. Peygamber’e, “Kamu işinde onlarla istişare yap” (Âl-i İmrân 3/159) buyrulur. Tabiatıyla Peygamberimiz bu buyruğa titizlikle uymuş, sonraki nesillerden de onu izleyenler çıkmıştır. Daha çok “istişare/şûrâ/meşveret” kavramlarıyla literatüre geçen bu katılımcı anlayış ve uygulamanın –bildiğim kadarıyla- en güçlü savunucusu ise 11. yüzyılın büyük hukukçu ve ahlakçısı Ali b. Muhammed el-Mâverdî olmuştur. Mâverdî, kamu hukuku alanında, çağına göre oldukça ileri ve –ne yazık ki- sonraki âlimlerce devamı getirilmeyen eserler yazmıştır.
***
Maverdî, yönetimin, siyasal tercihlerini en...