Kur’ân-ı Kerîm’de 11 ayette geçen kader kelimesi ve türevlerinin hiçbiri insan fiillerinin yapılmadan önce Allah tarafından belirlendiği anlamında kullanılmamıştır. Yanlış inanca sapan, yanlış işler yapanların bu eylemleri açıkça o insanlara nispet edilmiştir. Ortada bir kötülüğün ve onun kötü bir sonucunun bulunduğu, bunun bir ‘zulüm’ olduğu, ama bu zulmü yapanın Allah olmadığı, aksine ‘insanların kendilerine zulmettikleri’ belirtilmektedir.
Kur’an’da ‘kader’ kavramı Yüce Allah’ın yaratma sanatındaki ölçü, tertip ve düzenini ifade eder. Ayetlerde, sonraları ‘Amentü’deki iman esaslarında sıralan 6 esastan 5’i (Allah’a ve O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahirete iman) bir arada yer aldığı halde, ‘kadere iman’ tarzında bir ifade geçmez. Sünnî ulemanın, Kur’an’dan sonra en güvenilir kaynak saydığı Buhârî’nin Sahîh’inde ‘Cibril hadisi’ diye bilinen hadiste de ayetteki beş esas sıralanmıştır. Hadisin imanla ilgili kısmı şöyledir:
“… Cebrail geldi ve (Hz. Peygamber’e) ‘İman nedir?’ dedi. O da ‘İman, [1] Allah’a, [2]...