Geçen haftaki yazımda, insanoğlunun pek çok konuda değişmeyen ihtiyaçları ve arayışlarının bulunduğunu, Kur’an penceresinden baktığımızda bunların en önemli ve kapsayıcı olanlarının dört ana noktada toplanabileceğini belirtmiştim. Bunların ilkinin de “varlığı anlamak, kavramak ve varlığın görünen yüzünün ötesindeki En Yüce Gerçeğin bilgisine ulaşmak” olduğunu ifade etmiştim.
Bu konuda önceki yazdıklarıma şunları da ilave edeyim:
Kur’ân-ı Kerîm, ilk bakışta nelerden ve nasıl bahsediyor görünürse görünsün, başından sonuna, varlıklar dünyasının arkasından bize yansıyan “göklerin ve yerin ışığı” ile aydınlanmamızı hedeflemektedir. “Allah göklerin ve yerin nuru, ışığıdır” (Nûr 24/35). O Işık ile aydınlanmamız için bilim ve tefekkürle kendimizi O’na, O’nun rahmet ve inayetine açmamız gerekir; baş sorumluluğumuz budur. Kendisine uyanları Yüce Allah’ın “dosdoğru yol”una ileten, “karanlıklardan çıkarıp aydınlığa...