RAMAZAN YAZILARI
İnsanoğlunun, sahip olduğu maddi imkânların üzerine oturması ve ömrünü onu başkalarından kıskanıp koruyarak geçirmesi ilkel tabiatından gelen bir bencilliğidir. Oruçla yaşanan açlık ve susuzluk tecrübesi, varlıklı olanlara Allah’ın kendilerine verdiği nimetlerin ne kadar değerli olduğunu ve şükretmenin önemini hatırlatmaktadır. Diğer yandan oruç, yoksulluk içinde yaşayanlara yardım etmenin, Allah’ın verdiği nimetleri paylaşmanın ne büyük bir insânî sorumluluk olduğunu göstermektedir.
Değerli okuyucular, şunu hiç düşündünüz mü: Dünyada varlık içinde doğan, varlık içinde yaşayan, varlık içinde ölen pek çok insan var. Ve bunlar –eğer oruç tutmuyorlarsa- yokluğun ve açlığın ne demek olduğunu, aç ve susuz insanların nasıl bir acı ve ıstırap hissettiklerini hayatları boyunca hiç bilemeyecek, anlamayacaklar; bu insanlık gerçeğini tecrübe edemeden bu dünyadan göçeceklerdir. Atalarımız boşuna dememiş, “Tok açın halinden anlamaz” diye...
İşte oruç, inanan her insana açlık tecrübesini gönüllü yaşatan ve yoksulların, açların ıstıraplarını hissettirip paylaşma duygusunu besleyen yüksek bir insanî ve ahlâkî erdemdir....