Dinimizi ve dindarımızı mahcup eden sözde dindarlarımız var; bu doğru. Ama her iyinin sahtesi olur. İbadet ve iyilikleri ellerinden geldiğince içtenlikle yapmaya çalışan, gösteriş ve menfaat peşinde olmayan, dinini gösterişsiz yaşayan milyonlarca Müslümanımız da var. Yanlış örneklere bakacağımıza, bu Müslümanlara bakalım ve onlar gibi ibadetleri riyakârlıktan arınmış olarak sırf Allah için yapalım; orucu da hem bedenimizle hem de ruhumuzla, temiz ahlakımızla tutalım.
Kaç bu Müslümanlardan, sığın Müslümanlığa” (Muhammed İkbal)
Ramazan deyince ilk akla gelen ibadetler oruç, teravih namazı, zekât ve fitre olarak bilinir. Bunlar, bedenimizle ve/veya malımızla yerine getirdiğimiz, bir yönüyle şeklî ibadetlerdir ve elbette hepsi de önemlidir. Öteden beri her Müslüman evinde, ibadetlerin şartlarının ve rükünlerinin yani şekilsel farzlarıyla vaciplerinin, sünnetlerinin; kısaca erkân ve âdâbının neler olduğunu anlatan, ayrıca itikat ve ahlak esaslarına da kısaca yer veren ilmihal kitapları bulunur, bulunması da gerekir.
Son yıllarda toplumumuzda bu tür kitaplara ilginin azaldığı, daha genel olarak, kendilerini ‘dindar’ veya ‘İslamcı’ diye tanımlayan bazı çevrelerin...