Tarih bize ‘ahlak’sız ‘ahkâm’ın, yani ahlak olmadan hukukun başarılı olamayacağını gösterdi, şimdi de görüyoruz. Çünkü bireysel ve toplumsal hayatın insanî boyutunu ahlak oluşturuyor. İnsanlar, ahlakın da içinde bulunduğu hayat üslûbunun seçiminde ve zenginleşerek sürdürülmesinde, örgün ve yaygın eğitimin yanında, çevre, eğitim vb. faktörlerin de tesiriyle, bir model seçip onu örnek alırlar. Bu model başlangıçta babalar ve annelerdir. Sonrasında başka “kahramanlar”, mesela okul döneminde öğretmenler, kurumlaşmış tasavvufta yani tarikatlarda şeyhler, mürşitler model alınır.
İnsanlar yaş, bilgi, tecrübe olarak geliştikçe –bilinçli veya bilinçsiz- başka örneklere özenirler. Şimdi kimi gençler “idol” dedikleri sanatçılar, futbolcular, politikacılar gibi şöhretlere hayranlık duyup onları örnek alıyorlar. Son yıllarda özellikle aile ilgisi ve kontrolünün yetersiz kaldığı ortamlarda çocuklar ve gençler, artan bir şekilde, dijital dünyanın sanal modellerini idolleştirip onlara özeniyorlar.
Kısa bir bilgi: İdol, “put” demektir. Aslı Farsça’daki “büd” kelimesidir. Onun da...