Amerika, çapulculardan, haydutlardan meydana gelmiş küresel katiller devletidir.. Kulluk kitabımız Kur’ân-ı Kerim’e göre Amerika’nın tehditleri, şeytanın tehditlerine tekabül etmektedir. Rabbimiz haber veriyor:
“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet va’dediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” (Bakara Sûresi/ 268)
Bu âyet-i kerime’ye göre devletleri, ülkeleri fakirlikle tehdit eden Amerika, küresel bir şeytandır. Ekonomik yaptırımlar, tarih boyunca ülkeler tarafından uygulanmış ve bundan sonra da muhtemelen uygulanmaya devam edecek bir dış politika aracıdır. En basit anlatımıyla ekonomik yaptırım, bir ülkenin siyasi amaçlar da dâhil olmak üzere kendi hedeflerine ulaşmak için ekonomik gücünü ve ticaret, yatırım, sermaye akışı gibi ekonomik enstrümanlarını kullanarak diğer bir ülke üzerinde baskı uygulamasıdır. Illuminati Çetesi mensubu olan on üç hanedan devlet tahvillerini, kredi derecelendirme kuruluşlarını ve sanal para operasyonlarını, kendi emellerine teslim olmayan ülkeleri iktisadi krize sürüklemek için kullanmaya başlamıştır. Sanal para sistemi ve devlet tahvilleri, son bir asırdır ülkelerin ekonomilerini felç etmiştir. Meselâ: Bundan 165 yıl önce Osmanlı devleti; Kırım Savaşı’nı finanse etmek için, devlet tahvili çıkararak borçlanmaya karar vermiştir. Daha sonra paraya ihtiyaç duyduğu her dönemde ‘devlet tahvilleri’ yoluyla borçlanmayı tercih etmiştir. Devlet tahvillerini satın alan bankerler, verdikleri paranın geri ödemesini veya yeniden yapılandırılmasını takip etmek için bir banka kurmayı tercih etmişlerdir. Bankanın kurucu ortakları şunlardan oluşuyordu: Rothschild Ailesi, Atkinson Wilkin, Péreire Kardeşler ve Théodore Baltazzi. Savaş dolayısıyla alınan borçları tahsil etmek üzere 24 Mayıs 1854 tarihinde kurulan bu bankanın adı Osmanlı Bankası’dır. Rothschild ailesinin kontrolündeki bu banka, Osmanlı Devleti’nin yıkılışını adım adım takip etmiştir. Osmanlı Bankası’nın bu milletin üzerinde olan tasallutu yıllarca devam etmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, Illuminati çetesinin iç çemberinde yer alan Prof. Leon Morf’ın, T.C. Merkez Bankası Yasa Tasarısı’nı hazırladığını da unutmamak gerekir. Bir ülkede para basımını ve akışını takip edip sistematiğini çıkarmak aslında o ülke ekonomisinin röntgenini çekmek gibi bir şeydir. Parayı takip ederek, sistemin işleyişini öğrenmek mümkündür. Merkez Bankası parayı basıp bankalara belli bir faiz karşılığında veren bir kuruluştur. Son tahlilde Merkez Bankası ile küresel banker aileler arasında herhangi bir fark kalmamıştır. İnternet sisteminin yaygınlaşması ile sanal para sistemi yeni bir boyut kazanmıştır. Siber savaşı organize eden ve internet sisteminin karanlık yüzü olarak nitelendirilen ‘Darknet’, mafyanın ve Illuminati’nin emellerine hizmet eden çetelerin ve yer altı dünyasında söz sahibi olan baronların buluşma noktası haline gelmiştir. Dünya derin devletini kontrol eden Illuminati Çetesi, sermayeyi kontrol eden on üç hanedanın ortak organizasyonudur.
Modern dünyada savaşların kahır ekseriyeti ekonomik olarak gerçekleşmektedir. Amerika, ekonomik imkânlarını kendisi dışındaki ülkelere karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Günümüzde küresel ekonominin aktörleri arasındaki karşılıklı bağımlılık, yeni problemleri beraberinde getirmiştir. Geçtiğimiz yıl Türk Lirası’nın ABD doları ve euro karşısında hızla değer kaybetmesi, kelimenin tam anlamıyla bir operasyondur. Amerika’yı yöneten Evanjelik çeteler, bunun adını ‘Ekonomik Yaptırım’ olarak dünyaya ilân etmiştir. Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana küresel egemen ABD’nin bu aracı neredeyse sınırsız bir şekilde kullandığını, kullanırken dost düşman ayrımı yapmadığını, bir yandan ekonomik yaptırımları hayata geçirirken diğer yandan daha fazlasını yapacağı yönünde tehdit ve şantajlara da başvurduğunu görüyoruz.