Bir insanı renginden, ırkından, konumundan dolayı dışlamak, insanlık camiasının taşrasında tutmaya çalışmak, ayrımcılık çıkmazına saplanmaktır. Bir ülkenin hukuk sisteminde ayrımcılık yapana yoksa verilecek bir ceza; bilinsin ki, o ülkenin hukuk sisteminin kendisi bir eza!
Batıda ortaya çıkmış her sosyal ve siyasal sistem, hak, hukuk, hürriyet ve eşitlik ilkelerini bayraklaştırmasının sebebi, batıda bunların hiçbirisinin olmamasıdır. İslâm’ın hürriyetleri karşısında demokratik, oligarşik ve monarşik rejimler, “hürriyeti yok etme hürriyetini” temsil ederler. İslâm’ın dışında neyle idare olunursanız olun, her halükârda hürriyetleri elinden alınmış esirlersiniz.
Bütün zamanlarda ve mekânlarda Peygamber (sav)’in tarifini yaptığı Müslüman, insanlığın emniyet adasıdır. Firavunlardan firar ederek toprağına ve gönlüne sığınmış mazlumları kapı dışarı etmek isteyenin rütbesi, makamı ne olursa olsun, o insanlığın baş belâsıdır. Ayrımcılık, inkârcılık ve ırkçılık fıtratımızda yok bunların hepsi sonradan. İnsan diye yaratmış hepimizi Yaradan!