Hayatta “son pişmanlık fayda vermez” gerçeğini ifade etmek için kullanılan “Ba’de Harabi’l Basra” tabirinden mülhem olarak “Ba’de Harabi’l Gazze” tabirini kullanıyoruz. Bade’l Harabü’l Basra... Malumunuz bu bir deyim. Moğolların Basra’yı tahrip edip taş üstünde taş bırakmadıkları vakit, halkın ne yapabiliriz diye bir âlime akıl danışmaya geldiklerinde verdiği ibretli bir cevaptır.
“Biz de Müslümanız” dedikleri halde soykırımcı İsrail ve İstilâcı Amerika’ya karşı direnen Gazze halkına terörist diyenler, cennet ümidi içinde cehennem hazırlığı yapanlardır.
Bir İslâm toprağı olan Filistin’i, Kudüs’ü, Gazze’yi zincire vuran müstevli dayatmaları boşa çıkarmanın yolu, mü’mince bir niyetle caydırıcı kuvvet hazırlamaktır.
“Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.”...