Kurban bayramı; kesilen kurbanların etlerinin ve kanlarının Allah’a ulaştığı değil, niyetlerin Allah’a ulaştığı gündür. Allahû Teâla’ya ulaşan kurbanlarınızın etleri ve kanları değil takvanızdır. Rabbimiz uyarıyor:
“Kurban ettiğiniz hayvanların ne etleri ne de kanları asla Allah’a ulaşmaz; sizden O’na ulaşacak tek şey, takvadır.” (Hacc Sûresi/ 37)
Kurbanın sonu takvadır; kurban kesen aklına tapmaktan uzak durur. Aklını Allah için kurban etmeyen, kurbanlık koyunlara kurban olur. Aklını kurban eden, aklına değil, vahye tabi olur. Allah için kurban kesen kendi görüşünün gömleğini yırtıp, vahyin haber verdiği Yusuf’un yanında durur. Putkıran İbrahim’in baltasını çağdaş putların tepesine vurur.
Kurban bayramı; İbrahim’den yana olup şeytanları taşlamaktır. Şeytansız bir hayata tekbirlerle başlamaktır. Renk ve ırk üstünlüğünden vazgeçip takvalı yaşamaktır. Irkçılık yapanları şeytanın hizbinden saymaktır.
Teslimiyet tahsilinde kurban bir mekteptir. Allah’ın hükmüne ve hâkimiyetine itiraz ederek kesilen kurbanlara dil uzatan sadece şeytanın değirmenine su taşıyan iki ayaklı birkaç mekreptir.
Bugün Kurban bayramı; herkes hisseder ve de hissetmelidir ki; İslâm, fakir fukarayı sevme dini. Zenginsen, uzaktaysan yaklaş dışlama kendini. Müslüman kardeşinle, akrabanla, komşunla resmiyeti bitir, kaldır Çin Seddini. Tekbirlerle söndür kalbinin nefretini, kinini, reddini. Binbir kurban da kessen Allah asla sevmez aşamazsan bendini. Sevmekle, sevdirmekle, sevindirmekle ortay koy sevgini!