Dalkavukluk; devlet katmanlarında, döner koltuklarda, makam odalarında, halkın selamlandığı kürsülerde boyuna yeşeren ve tattıkça artan bir iktidar şehvetidir. Dalkavukluk; şehvete, şöhrete ve servete sevdalanmış olanların ekmek kapısıdır. Bu kapıdan girenler, lâ dini düzenlerin, zalim sultanların, helal haram tanımayan patronların kapı kulları oluverirler.
Dalkavukların âmentülerinin ilk maddesi, nemelazımcılıktır. İkinci maddesini de “Sallabaşını, al maaşını” teşkil etmektedir. Dinde nemelazımcılık; dalkavukluk tapınağında büyümüş olmanın işareti, omurgasızlığın da gerçek adıdır. Biz Müslümanlara; “Bizim müsaade ettiğimiz kadar Müslüman olacaksınız” dayatmasında bulunan sosyal ve siyasal rejimler, politik kadrolar, sivil ve asker bürokratlar, bizi doğrudan doğruya dalkavukluk tapınağında yaşamaya mahkûm etmek isteyenlerdir.
Dalkavuklukta sınır yoktur. Dalkavukların bulunduğu yerde adaleti ve cesareti sürgüne göndermekten başka bir şeye ihtiyaç duyulmaz.
Düşünmeden, anlamadan, sorgulamadan tabi olan insanların hayatı, kendi ellerinde ya da kendi kontrollerinde değildir; onların denetimi dışarıdan gelmektedir.
Dalkavuk; Allah ile aldatanın önde gideni, Allah’sızlık iddiasında bulunanı Allah’a iman etmişlerin önünde tutanı!