Müslüman olup da dininin kıymetini bilmeyenin dinde kıymeti olmaz. Kişi bin bilimi de bilse dinini bilmiyorsa, dinini ikame etmiyorsa dinde kıymeti bulunmaz. Din ile bilimi birbirlerine karıştırmamak gerekir. Hakikatler kestirmeden din ile bilinir. Bilimde hakikatler sadece yazılır ve silinir. İkame-i din ile bilinir kıymet. Dinini ikame etmeyenin iki cihanda yakasını bırakmaz zillet ile hezimet. Rabbimiz buyuruyor:
“De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) ikame etmedikçe/uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.” (Maide Sûresi/ 68)
Tevrat’ı uygulamayanların, İncil’i yürürlükten kaldırıp onunla ilişkilerini kesenlerin nasıl ki iraptan mahalleri yoksa, nasıl ki bu halleriyle onlar boş ise, hiçbir değer ifade etmiyorlarsa, eğer sizler de elinizdeki kitabınızı (iman ettiğiniz Kur’ân’ı) uygulamaktan vazgeçer, kitapsız bir hayattan yana olursanız, kesinlikle bilesiniz ki sizler de hiçbir şey değilsiniz. Yâni uygulamadığınız, hayatınızı onunla düzenlemediğiniz, amel etmediğiniz sürece elinizde okuduğunuz, sarıldığınız bir kitabınızın olması hiçbir mânâ ifade etmeyecektir. Kitaplarından habersiz bir hayat yaşayanların bizim de bir kitabımız var diye övünüp sevinmelerinin hiçbir değeri yoktur. Müslüman olarak bu dünyadaki kıymetimiz, iman ettiğimiz kitabı ferd, aile, cemiyet ve devlet seviyesinde ikame ettiğimiz miktarıncadır. Kıymetimiz, dinimizi sahiplenip savunmamızla doğru orantılıdır.
Kendisine yapılan hakareti, yanlışı af etmeyen, ama dinine yapılan ihanetleri, hakaretleri af edende din ve dinin kıymeti ne arar. Bu, alleme-i cihan olsa bile ne yarar? Allah’tan gelmiş olan dinin kıymetinin bilinmediği yerde dinin varlığı son bulmuştur. Dinlerinin kıymetini bilmeyen Müslümanların kıyametleri kopmuştur!
Kul kaynaklı ideolojileri yürürlükte tutmanın derdine düşenlerin dini hayata hâkim kılma diye bir dertleri olmaz. Dini hayata hâkim kılma derdi olmayanın, dinde nasibi bulunmaz. Bütün zamanlarda, bütün mekânlarda aşılmaz bunalımdır; Müslümanla din çelişkisi. Müslümanın inanç lügatinde birbirinden ayrı sayılmaz din-devlet ilişkisi. Bir bütündür devlet-ü din. Tarihin şehadetiyle sabittir ki; devleti dine teslim edenler her belâdan emin!