İslâm topraklarında hilafetin ilgasından sonra kul kaynaklı ideolojiler dinin yerine ve önüne geçirildiler. Evvela şunu bilelim ki; resmi ideolojiyi ‘münzel kitaba dayanan bir din’ gibi benimseyen ve keyiflerini kanun haline getiren modern putperestlerin dünya görüşlerini reddetmek, mü’min olmanın bir gereğidir. Müslümanlar Allah’a ibadet ettikleri gibi, müşriklerin ve mürtecilerin de putlarına, ilahlarına karşı ibadetleri vardır. İşte okunan ezana ıslık çalmak, Kur’an okunurken gürültü yapıp yaygara çıkarmak, inkarcıların ibadetidir. Üzerinde yaşadığımız bu topraklarda mabedimizin göğsüne namahremin elini değdirmek isteyenlerin en büyük emelleri, yetişmekte olan nesillerimizin ezan sesini duymamalarını sağlamaktır. Yani dinsiz, mabedsiz, ezansız, irfansız ve izansız bir nesil yetiştirmektir. Bunlar kendilerine “Muasır medeniyet seviyesi”ni kıble edinmiş olanlardır. Bunlara sormak lazım; çağ atlamak, ezana ıslık çalmak mıdır? Veya kendini dinden, Kur’ân’dan çalmak mıdır?
Hilafetin ilgasından bu yana Türkiyeli Müslümanlar, putçu azınlığın azgınlıklarıyla boğuşmaktadırlar. Protesto etmek maksadıyla ezan okunurken ıslık çalmak veya bu maksatla bir davranışta bulunmak, Mekkeli müşriklere mahsus olan bir davranışı tekrarlamaktır. Çünkü Mekkeli müşrikler, ezan okunurken, Kur’ân okunurken gürültü yapıyorlardı, yaygara çıkarıyorlardı.
“İnkâr edenler dediler ki: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin. Baskın çıkmak için o okunurken yaygara koparın.” (Fussilet Sûresi/ 26)
Bu âyet-i kerimeye göre protesto etmek maksadıyla ezana ıslık çalmak, Kur’ân okunurken yaygara koparmak, Allah’a karşı başlatılan bir isyanı alkışlamaktır. Ezana ıslık çalmanın maksadı, Allah’ın hükmünü, hâkimiyetini, mesajını gündemden düşürmektir.
Ezan; Allah’a, Allah’ın dinine, Allah’ın şeriatine şeksiz ve şüphesiz bir çağrıdır. Dünyada her gün kesintisiz tekrarlanır ve kıyamete kadar da tekrarlanacaktır. Ezana karşı çıkanlar, ezanı ıslıklayanlar, Allah’ın dinini oyun ve eğlence ittihaz edinenler veya kendilerine oyun ve eğlencelerden bir din edinmiş olanlardır. Rabbimiz buyuruyor: