Hilafet-i şer’iyyenin ilgasından bu yana helal ve haram hududlarının birbirine karıştırıldığı; çalışıp alınteri dökenlerin kazanmadığı, kazananların da çalışmadığı bir ülkenin sakinleri haline geldik. Bin âlimin bir haramzâde kadar kıymet ifade etmediği lâ dini bir düzende zenginlerin kötülüklerine iyilik, fakirlerin iyiliklerine de kötülük muamelesi yapılır.
Helal dairesini keyfe kâfi görmeyenler, kendi keyflerini kanun haline getirip hukuk diye dayatmaktan çekinmeyen Karunlar olmaktan kurtulamazlar. Helal yoldan kazanılmayan mal yılan gibidir, girdiği delikten...