Tepkisellik; dini tebliğ etmenin, hayata hâkim kılmanın yolu ve yöntemi değildir. Tepkiselliğin bağrında büyüyenler; saldırgan olurlar, hırçın olurlar. Onlar hiç kimseyi beğenmezler, tekfir sandaliyesine oturtamadık âlim bırakmazlar. Onlara göre kendilerinden başka dini anlayan kimse yoktur. Peygamber (sav) ve kendisine inananlar, Ebû Cehil’e ve onun başında bulunduğu cahiliyye düzenine Lâ dediler. Ama Lâ makamında kalmadılar. Yıldırım hızıyla “Lâ ilahe”den sonra “İllâllah” dediler. Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetini gündemde tuttular. Hz. Peygamber (sav), “Lâ ilahe” diyen Ebû Bekir’leri “İllâllah” doğrultusunda yetiştirmesi sayesinde Mekke Cahiliyye Düzeni’ni tarihin çöplüğüne attı. Ebü’l Hasan en-Nedvî (Rh.a.)’in ifadesiyle “bugün Ebû Bekir’i olmayan bir irtidat var!” Dolaysıyla Müslümanların zaruret mertebesinde Ebû Bekir’lere ihtiyaçları var. Asrımızda Ebû Bekir’ler zarureti giderilmediği müddetçe nesillerin mürtedleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Müslümanların meydanlarda çağın...