Kur’ân her dem haber verir iyiliklerin çiçeklendiği yerden. İyilerle iyi bir dünya kurmak için hayata başlamak gerek her gün yeniden. “Allah bir, bir İslâm” diyen iyiler her yerde ve her devirde bir çeşit. Allah’ın hükmünü, hâkimiyetini, dinini yetersiz ve gereksiz, bir tek aklı gerekli ve yeterli gören kötüler bin bir çeşit. Bu kötülerin hepsi de Allah’ın kat’i emri karşısında akıl yürüten İblis’e eşit!
Kibri tavan yapmış bir insanın, egosunun sponsoru şeytandır. Şeytanın acelesi yoktur. Ektiği fitne fidanının ağaç olmasını, meyve vermesini bekler. Paran varsa insanlar seni tanır. Paran yoksa sen insanları tanırsın. Kimi insan vardır yokluğunda yeri doldurulmaz. Kimi insan da vardır varlığıyla hiçbir halt olmaz. Paranla şeref kazanma, şerefinle paran kazan ki; paran bittiğinde şerefin de bitmesin. Bizim ile aynı hedefe yürümeyen bizden değildir; aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyorlarmış. Bizim en sadık dostumuz gölgemizdir. O da güneşin doğuşunu bekler. Ama bir gerçek var ki; güneş tepeden vurursa, gölge ayaklarımızın altında kalır.
İyilikleri kadar değil, menfaatleri kadar geniş olan insanlara bu dünya dar. Onlar mayınlar gibi sessizdirler ama onların genişlikleri menfaatlerinin üstüne basana kadar!
İyiliklerin düzeni olan hilafet yıkıldığı günden bu yana iyilik yapan insanlar doldurulmuş çukurlara. Hayatın bütün yükü yüklenmiş sadece fukaralara!
Ruhunda iyilik yapma duygusu tükenmiş olan ister istemez kötülüğü kuşanır. Her iltifata itibar etme. Kurban kesilmeden önce boynu okşanır!