Allah’ın arzında mü’min olmak, üzüntüleri, sevinçleri sahih imanın ve salih amelin çerçevesinde tutmayı zorunlu kılar. Günümüzde değişmez ve değiştirilemez mi’yarları din olmayanların hayatta sabit bir ayarları olmaz. Hilafet-i Şeri’yye’nin yokluğunda şu veya bu politik parti bizim mi’yarımız olamaz. Mi’yarımız dinimizdir. Mi’yarı din olmayanın ayarı olmaz. Böylesi dinin çerçevesinde sabit kalmaz. Menfaatini, çıkarını, şamatayı nerde bulursa orada bulunmaktan geri durmaz.
İnandıklarını yaşayan Müslüman geleceğin efendisi, yaşadıklarını inandıklarının ölçüsüne vurmayan Müslüman da müşrik toplumun kölesidir.
Lâ dinilik; Allahû Teâla’nın gönderdiği din ile mukayyed kalmamak, dinin taşrasında yaşamak, dini dışlamak, dini değerleri ve dindarları taşlamaktır. Kur’ân’ın ifadesiyle Tağutlara, Cibtlere ve onların uydurduklarına iman ederek Kur’ân adına, din adına kâfirlerin Müslümanlardan daha doğru yolda olduklarını iddia etmekle dindarlık değil dinsizlik başlar. Rabbimiz uyarıyor:
“Kendilerine Kitap’tan bir nasip...