İslâm; Rasûlüllah (sav)’in ve beraberindeki bir avuç Müslümanın akla hayale gelmedik işkencelere maruz bırakıldıkları, insanların imanlarından ötürü boyunlarına ipler takılıp sokaklarda sürüklendikleri, ayaklarından develere bağlanıp çaprazlama develere kamçı vurularak vücutlarının döndürülmeye zorlandığı bir dönemde nâzil oldu. Peygamber devrinde mü’min olmak, işkenceyi, baskıyı, ölümü göze almaktı. İman etmekle imtihan olunmak birlikte anılıyordu. Bedelsiz iman, bedelsiz Müslümanlık arayışında bulunanları Rabbimiz uyarıyor.
“İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.
Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.” (Ankebut Sûresi/ 2-3)
İman, bir imtihanlar yumağıdır. İmanını hayata dönüştüren Müslüman bedelsiz bir hayat yaşayamaz. Müslüman kalmak, Müslüman olmak kadar önemlidir. Müslümanlığınızın önündeki engelleri canınız pahasına aşıyorsanız; bu, sizin sadakatınızın ve samimiyetin işaretidir.
İslâm yaşanarak yarınlara taşınması gereken bir dindir. İslâm’ın her hükmü kendisine teslim olandan özveri ve bedel ister. Tavizkârlık ile Müslümanlık bir arada yürümez. Teslimiyet arızalarına mübtela olanlar, kendi dinlerinin başına belâ olurlar. Düşmanın vermediği zararı dinlerine verirler.