Müslümanlar, birbirlerinin velileri, dostları, yardımcıları ve idarecileridir. Müslümanın Müslümandan başka dostu, yardımcısı ve idarecisi olmaz. Müslüman olmayanlardan dost ve idareciler edinenler, kendi Müslümanlıklarına ihanet edenlerdir. Rabbimiz uyarıyor:
“Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide Sûresi/ 51)
Müslüman, Müslüman kalmak istiyorsa bir tek Müslümanlara muhabbet beslemeli. Müslümanca yaşayıp Müslümanca ölmek istiyorsa Yahudilerle, Hıristiyanlarla, Müşriklerle, Mecusilerle beyin bağlarını kesmeli.
Müslümanların kardeşlikleri namaz kadar, hacc kadar pratikleşmedikçe Müslümanlar kalleşlere yenik düşmekten kurtulamazlar. Dinde kardeşlik temennilerle değil, eylemlerle ispatlanır. Hacc’daki tavafı sürekli kılmanın yolu, Kâbe’nin etrafında döner gibi birbirimizin etrafında dönmemizdir.
Müslümanların toplumunda kardeşlik azaldıkça kârdaşlık çoğalır. Müslümanların inanç lügatlerinde yerini alan “Muhacir” ve “Ensar” kavramları, kârdaşlığı mahkûm eden kardeşliğin pratik zaferleridir.