Dinde samimiyeti, yaşamda sadeliği kaybetmişseniz, “Riya Medeniyeti”ne kurban gitmeniz kaçınılmaz olur. Görünmek ve görüntülenmek uğruna yitirdik her ne varsa, tükettik meteliği, mertliği. Şatafat peşindeyiz, kaybettik galiba sadeliği. Sadelikten taviz verenlerin sahtekârlıkta gözleri var demektir. Allah’tan gelmiş olan dinin belirlediği çerçeveyi hayat için kâfi görmeyene bu dünya dar demektir. Müslüman’ın hem namaz kılıp hem de bir kapitalist kadar mala düşkün olması; dünyada açlıktan kıvranan milyonları görmezden gelip mükellef sofralarda tıka basa karnını doyurup Ashab-ı Kiram’ın kanaat sahibi olduğundan söz etmesi, sahtekârlıktan başka bir şey değildir. Dindarlık maskesini takarak dini yalanlamak, cinayetlerin en ağır olanıdır.
“ Gördün mü, dini yalanlayanı!
İşte o yetimi itip kakar.
“İt’âmu’l-miskini/Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
Yazıklar olsun o namaz...