Hurafelerle yola çıkanlar, kendilerini hakikatten çalanlardır. Din adına, dindarlık adına hurafelerin kapısını çalanlar, dini darlıklarını ibraz edenlerdir. Geleneksel hurafelerin inhisarında kalanlar ile modern hurafelerin inhisarında kalanlar, -farklı yerlerde de dursalar- ortaklaşa hak dine karşı fiilen savaşmaktadırlar. Hurafeler, inhiraftan gelirler. İnsanların hurafeleri, hak dinden inhirafları miktarıncadır.
Memleketlerimiz, meşreplerimiz, mesleklerimiz, hocalarımız, âlimlerimiz birbirinden farklıdır. Memleketlerimizin, meşreplerimizin ve mesleklerimizin hocalarımızın, âlimlerimizin birtakım hatalarının, yanlışlarının olması mümkünattandır. Biz memleketlerimizi, meşreplerimizi, mesleklerimizi âlimlerimizi lâ yuhti ve lâ yüs’el (hata etmez ve hesap sorulmaz) kabul edip hatalarını, yanlışlarını kutsallaştırıp dokunulmaz kıldığımız andan itibaren yerel ve yerleşik bir kibre sahip olmuş oluruz.