Söz konusu olan bir başka parti olsa, bugün sahip olduğu halk desteği ve gücü sayesinde ne sorgulanır ne de taraftarları onun için kaygılanırdı. En büyük oy oranını elinde bulunduran ve lideri en güçlü politik figür olan bir parti için bu kadar tartışma yapılması garip karşılanırdı. İktidara ulaşmayı ve orada kalmayı rakiplerinden çok daha iyi bilen bir partinin hergün kritik edilmesi anlamlı bulunmazdı. Ama AK Parti, güçlü halk desteği ve iktidar potansiyeline rağmen tartışılıyor, eleştiriliyor ve gelecek adına bizzat taraftarlarının endişesiyle masaya yatırılıyor. İktidar partilerinin eleştiri odağında olması, en çok politik hikayenin bu partilerden üretilmesi ve elbette geleceklerine dair tahminlerin yürütülmesi normaldir. Yani, özellikle yerel seçimler ve büyükşehir belediyelerinin kaybedilmesi sonrası başlayan tartışmaların AK Parti için de anlaşılır bir yanı vardır. Ancak, AK Parti ve partinin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafında gelişen eleştirilerin bu durumu aşan boyutları vardır. Bu yüzden ülkenin hala en büyük partisi yeni politik söylem, tarz, tavır ve politika arayışı hissediyor. Bu yüzden de Erdoğan, bu değişim için bazen öneri bazen de eleştirilere muhatap oluyor. Çünkü artık bir partinin birinci olması ve hatta rakipleriyle arayı açarak kazanması iktidar için yeterli olmuyor.