Irak Kürdistanı bağımsızlık referandumu süreci de gösterdi ki ne yapıp edip dış politikada dil ve üslubu sakinleştirmemiz gerekiyor. Sadece sakinleştirmek değil, normalleştirmek, gerçekçi hale getirmek ve ileride ayağımıza dolanacak kozları vermekten kurtarmak da gerekiyor. Kamuoyundan yükselen seslere bakın… İçerideki Kürtlerin duygu dünyasından başlayıp, Müslümanlarla dayanışmaya, Şii eksenine dikkat etmeye kadar ne politika varsa, hepsi yerle bir oldu. Büyük devlet iddiası yerini büyük bir paniğe ve çaresizliğe terk etti. Cümlesi de iki hafta içinde oldu bitti. Sert bir dil, giderek kendisiyle yarışan bir üslup ve en nihayet 5 bin silahlı savaşçı birlikler tanzim etmeye, Kaleşnikoflu pozlara varan bir coşkuya ulaştı. Üstelik, en gergin ve sesi en çok çıkanlar ne Irak’ta yaşanan gelişmeleri anlamış durumdalar ne de IKBY’de kim kimdir, ne nedir bilgisine sahipler. Ezberden bir Kürt düşmanlığı, ezberden bir “Biz adamı fena yaparız” tafrası… *** Türkiye, doğru ya da yanlış bağımsızlık referandumuna karşı çıkabilir… ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler de karşı çıkıyor. İran da karşı çıkıyor ve tabiatı gereği Irak zaten karşı çıkıyor. Irak bile ki en çok zarar görecek olan ülkedir en nihayet hukuk içinde mücadeleden söz ediyor.