Birleşmiş Milletler’in küresel sorunlar karşısındaki tutumunun yetersiz olduğu ve harekete kabiliyetinin kısıtlı olduğu bir gerçektir. Pek az problem BM eliyle çözülebilmiş durumda ve can alıcı olanları ise bu kurumun sayısız kararı tanımadan derinleşmeye devam etmektedir. BM, gerek oylama yapısı ve gerekse çözümü geciken sorunlar konusunda caydırıcı etkisinin zayıflığı nedeniyle herkesin bel bağlar gibi göründüğü ama o kadar da kolaylıkla eleştirdiği bir topluluk haline gelmiştir. Neredeyse bütün uluslararası meselelerde bu yetersizlik ve çaresizlik ezberden kritik edilmektedir. Bununla birlikte sorunlara taraf olan ülkeler ve ikinci halkadakilerin çözümsüzlük kararı o kadar büyük bir karatmaya yol açıyor ki BM olmasa dünyanın kriz bölgelerinde olup bitenler hakkında bir fikri bile olmayacak. En kapsamlı raporlar, araştırmalar ve özellikle insan hakları bilgileri yine de BM eksenlidir. Bununla birlikte birçok coğrafyada mültecilere ve dezavantajlı gruplara yardımlar sadece BM ve BM’ye bağlı kurumlar eliyle sağlanabiliyor. İşin bir yönü de budur. *** Peki, neden gereken etkinlik üretilemiyor? Temel sebep süper güç konumundaki ABD, Rusya ve Çin ile bu üç ülkenin ardından gelen bazı ülkelerin kendi işlerini uluslararası hukukun dışında görme kolaycılığıdır. Hepsi de BM’yi by-pass edip sonuca gitmek ve sonra da bunun hesabını vermemek gibi bir avantaja sahipler.