Barış Pınarı harekatıyla başlayan ve Ankara/Soçi mutabakatlarıyla tamamlanan Kuzey Suriye süreci dış politikada avantaj ve dezavantajları yeniden tanımlıyor. Türkiye harekat öncesi ve sonrasına kıyasla kazanımlar elde etti ama bütün Suriye iç savaşı parantezine bakıldığında kayıplar olduğu ortadadır. Kayıplardan kasıt gerileme ve rakiplere oranla daha azına razı olmaktır. ABD’nin Suriye’den çıkıp çıkmadığı belli değil ve çıktıklarını söyledikleri anda bile en büyük operasyonu yaparak IŞİD Lideri Bağdadi’yi öldürüp büyük bir siyasi güç elde ettiler. Ülkede bulunan Rusya, İran, Türkiye ile Esad rejimi ve yerel güçlere rağmen sahadaki istihbarat imkanlarını gösteren bir işe imza attılar. Rusya her durumda Suriye’de en büyük kazanandır. Ne kazandıklarını detaylı anlamaya gerek yok koskoca bir ülkeyi kazandılar; Suriye’yi kendilerine bağladılar. İran, Rusya’nın gölgesinde hedeflerinin tamamını gerçekleştirdi. Savaşın kaderini değiştiren askeri hamleleri yaparak Esad’ın iş başında kalmasını sağladı. Esad, ülkesini mahvetme ve vatandaşlarının üçte birini sürgün etme pahasına ayakta kalmayı başardı ve en sonunda hem ABD’nin öfkesinden kurtuldu hem de Türkiye’nin kendisine yönelik itirazını bitirdi.