Söze, “Bir Ramazan’a daha acıyla, gözyaşıyla, acizlikle giriyoruz”, diye başlamak ne kadar anlamsız!
İslam dünyası hangi Ramazan’a böyle girmedi ki? Dahası, herhangi önemli bir güne başka türlü girdiği ne zaman görüldü ki?
Ramazan mübarek olsun… Hayra, huzura, berekete uluşmak için gereken ne varsa hepsini ihmal ettikten sonra duadan başka da lafımız yoktur.
İnsanlarını mutlu edemeyen, onlara güvenli bir gelecek sunamayan, köklü tarihin üzerine oturan bir büyük coğrafyanın bugün içinde bulunduğu durum hazindir. Bırakın ekonomik açıdan geri kalmışlığı, temel insani değerlerde sınıfta kalmış bir coğrafyadan söz ediyoruz. Ve o coğrafyadan sadece böyle söz edebiliyoruz.
İslam ülkelerinin tamamına yakını demokrasiyle tanışamamış ve neredeyse tamamı da hukuk devleti olmayı başaramamıştır. Yeryüzündeki otokratik rejimlerin büyük çoğunluğu bu coğrafyada hüküm sürmektedir.
21. sıraya gerilemiş olan Türkiye’nin hala listede kabul edilmesiyle birlikte dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında sadece üç İslam ülkesi vardır. Suudi Arabistan petrol kaynaklarının zenginliği sayesinde listeye girebilirken, kişi başı gelirde 4 bin dolar seviyesinde kalan Endonezya...