Siyasal, sosyal ve ekonomik meseleleri konuşmak kolay olsa da analiz edebilmek, gerçeğe ulaşabilmek zordur. Gerçeğe ulaşmak, doğru olanı bulmak için çaba göstermek gerekirken, bir taraf adına konuşmak kolaydır ve cezbedicidir. Sıkışınca sloganlar da işe yarar en nihayet. Öte yandan, sahici bilgiye ulaşmak bilimsellik, araştırma, emek ve elbette fikir hürriyetine hürmet ve farklı görüşlere saygı gerektirir. Hatta, o fikirlerden istifade edebilme kaabiliyeti ister. Hepsinden önemlisi, gerçeği aramak gerçeği kabul etmek ve gerçekle yüzleşmeyi zaruri kılar. Gerçeği tabulardan, geleneğin baskısından ve genel geçer ezberin karşısına koyabilmek sadece maharet değil cesaret de ister. Gerçek ile yalan, fikir ile slogan ve analiz ile propaganda arasında meşakkat, prensip ve etik farkı vardır. Bilimsellikten ve özgür düşünce geleneğinden mahrum toplumlarda bu yüzden meşakkat yerine kolay yollar tercih edilir. Başarmanın, huzurlu ve müreffeh olmanın, güven içinde yaşamanın, hak ve hukuktan emin olmanın; yahut da “büyük ülke” olmanın kuralları belliyken bu yola sapmayıp komploya müracaat etmek kolay gelir.