Gündem biraz din, biraz siyaset, biraz da ilahiyat felsefesi tartışmalarıyla yoğunlaşmış bulunuyor. Elbette, bütün tartışmaların zemininde ve üzerinde siyasi atmosferden kaynaklanan rüzgârların tesiri de devam ediyor. İttifak süreçleri, seçim yasasındaki önemli değişiklikler ve en nihayet seçimin zamanında mı erken mi yapılacağına dair bitmek tükenmek bilmeyen tahminler. Kritik etmek için söylemiyorum. Biz de bu tartışmaların bir parçasıyız ve öte yandan bir demokraside siyasi ve sosyal eksenli mevzularda kelam etmek kadar normal bir şey olamaz. Neyin hukuki olduğu neyin olmadığı, neyin ülke yararı taşıdığı, neyin riskler barındırdığı vs. hem medyanın hem de sokağın işidir ve hakkıdır. Yeter ki bütün fikirlerin kendisini serbestçe ifade edebileceği bir zemin olsun. Bu zemin yoksa veya örselenmişse de önce bunu onarmak lüzumu vardır. Dolayısıyla, şartları oluşmuş hangi konuda olursa olsun tartışmak ve konuşmak sadece faydalı değil gereklidir de.