Bugünkü gerilim ve karamsarlık yanıltmasın… Türkiye’nin iyi ve umut verici zamanları da oldu. Hem siyaset hem de toplumla birlikte demokrasi kalitesinin yükseldiği günlerimiz oldu. “Üst akıl, dış güçler, karanlık baronlar” gibi korkuların olmadığı ve dünyayla komplekssiz konuşabildiğimiz zamanlar da oldu. Türkiye markasının parıldadığı, değer ürettiği zamanlar… Elbette bu zamanlara ulaşmakta Özal’ın hatta Demirel’in hizmetleri olmuştur ama Erdoğan ve arkadaşlarının, yani AK Parti döneminin değişimde sergilediği başarı hepsinin üzerindedir. Çok değil 4-5 yıl öncesinden başa kadar, yine AK Parti’nin iktidar olduğu dönemde, vizyon, hukuk, demokrasi ve dünyayla ilişkiler karnesi iyi notlarla doluydu. En önemlisi de işler hep daha iyiye gitmekteydi. “Türkiye artık geri gitmez, ileri gider” sosyolojik bir kural olmuştu. *** O günlerden bugüne bir tahmin yürütüp 2018 yılında yapılacak seçimlerde söylem kalitesinin, vizyon kapasitesinin, saygı ve üslubun bu kadar düşebileceği tahmin edilemezdi. Kalite düştükçe düştü ve yarının dünyasındaki insanların örnek almayacağı ne kadar basitlik varsa slogan oldu, şehvetli birer propaganda malzemesi haline geldi. Sadece miting meydanlarında değil, televizyonlarda, gazete köşelerinde ve sosyal medyada… Bu seçimde gördüklerimiz her seçimde gördüklerimizde seviye olarak bir kademe aşağıdadır.