Birçok dramatik ve kederli günümüz oldu ama herhalde Cumhuriyet tarihinin bu listedeki en kara günü 17 Ağustos olmalıdır. 1999 Marmara depreminin yaşandığı o günden daha acılı ve hatta çaresiz hissettiren başka bir gün olmadı. Üzerinden 19 yıl geçti ve hatırası hâlâ içimizi ürpertiyor. Şehirler birbiri ardına yıkıldı ve bilinen rakamlarla 17 bin 500 insanımız o yıkıntıların altında kalarak hayatını kaybetti. İstanbul dahil bütün çevre şehirler depremin bir parçası oldu, yıkılmayanlar da sarsıntının dehşetini hissetti. Kalanlar sadece kayıpların acısını değil, çürük, yetersiz, kalitesiz binalarda yaşadıkları gerçeğini o gün hissetti. *** Ne yazık ki Türkiye için deprem gerçeği sadece geçmişte kalan kötü bir hatıradan ibaret değildir. Büyük bir acı yaşadık ama yeni acıların kapımızı çalması da maalesef uzak bir ihtimal görünmüyor. Özellikle, İstanbul’u vuracak yeni bir Marmara depremi milyonlarca insanın kendi ömürlerinde yaşayabilecekleri yüksek bir felaket ihtimali olarak önümüzde duruyor. Yerli yabancı bütün deprem araştırmacılarının ve uzmanlarının ortak görüşü şu; şiddeti 7’den aşağı olmayacak bir depremin bugünden itibaren en iyi ihtimalle 30 yıla kadar herhangi bir zamanda olma ihtimali yüksektir.