Büyük ülke olmanın gerektirdiği mesaiyi, çabayı ve fedakarlığı yapmayı sevmesek de büyük ülke olduğumuzu söylemeyi ve öyle davranmayı seçiyoruz. Oysa, Türkiye nüfusu, potansiyeli ve tarihi tecrübesi sayesinde gerçekten büyük, güçlü, zengin veya bunların hepsi birden olabilirdi. Sadece geride kalan 20 yıllık kesintisiz siyasi istikrar döneminde bile bunu başarabilirdi. En nihayet Çin, Güney Kore, İspanya, Portekiz gibi bir zamanlar gerilerde olan ülkelerin başarı öyküsünde de 15- 20 yıl gibi dinamik sıçrama dönemleri vardır. Tutarlı bir planlama ve ne yaptığını bilen bir iradeyle makus talihi yenmek mümkündür. İsterseniz, kafaya koyarsanız; halkınızın refahını ve güvenliğini artırabilirsiniz, dünya için değerli hale gelebilirsiniz; yani, büyük bir ülke olabilirsiniz. Sizi ne dış güç durdurabilir, ne kadar karanlık oyunlar!
Dünya sahnesinde herkes herkesin dış gücüdür, kimse kimsenin bir adım ilerlemesini istemez. Amerika Almanya’nın, İngiltere Fransa’nın, Mısır Suudi Arabistan’ın, Çin Hindistan’ın, Rusya Çin’in, Japonya Güney Kore’nin gelişmesinden hazzetmez. Dini, dili, kültürü benzese bile hiçbir ülke bir diğerinin pastadan pay artırmasına tahammül edemez. Dünya sahnesi...