Bunca seçim yaşamış bir ülkenin gelip geldiği kampanya kalitesi böyle olmamalıydı. Ölçü kaçtı, sertlik öfkeyle harman oldu ve dahası ‘seçim sonrasında yüz yüze bakmak’ ölçüsü hemen hemen kayboldu.
Hal böyle olunca, vaatler yarışsın, projeler rekabet etsin, gelecek perspektifleri sahne alsın gibi temenniler de boşa çıktı.
İyi tarafından bakalım; böyle bir tablo yarın kurulacak sandığın önemini gösteriyor. Hem iktidarın hem de muhalefetin dile getirdiği 31 Mart’ın yerel seçimden öte anlamları olduğu tezi doğrulanmış oluyor. Ki, esasen muhtevası ne olursa olsun her seçim ciddi siyasal mesajlar taşır. Ülkenin geleceğine dair seçmenin bakış açısını yansıttığı için her sandık demokrasi için büyük kıymet arzeder. Yarın da böyle olacaktır…
Seçmen, sadece yerel seçim için sandığa gidecekken, şimdi siyasi liderlerin tercih listesine ekledikleri başta ittifaklar olmak üzere, sözler, tavırlar, yerel yönetim dışı vaatler ve dahası da oylanacaktır.