Bazen ortalıkta ‘devlet aklı’ diye bir laf dolaşır ve ateşli tartışmaları yahut ciddi analizleri susturmak maksadıyla kullanılır. Merak eden, araştıran ve arka planı sorgulayan zihinleri durdurmaya yarar. Eskiden hikmet-i hükümet derlerdi… Devlet aklı ile, “Sizin bilmediğiniz şeyler var ama devlet her şeyi bilir. En doğrusunu yapar” demek isterler. Gerçekte ise, devlet aklı diye bir şey yoktur. Tecrübe, gelenek, kurumsallaşma, bilgi ve analize güven duymak ve istişare gibi kavramlar vardır; o da bizde kalmamıştır. Devlet aklı bunların yerine uydurulmuştur.
Devlet ne zaman bir yanlış yapsa veya vatandaşından bilgi gizleyecek olsa böyle kavramlara müracaat edilir. İnsanlara, bilmedikleri şeyler olduğu ve devletin ustalıkla o bilinmez şeylerin üstesinden geldiği kanaati verilmek istenir. Oysa, devletteki insanlar sokaktaki insanların bir parçasıdır. Yapay zeka ünitelerinden veya süper güçlerden oluşmaz. Kamusal alandaki kapasite neyse kamudaki de odur. Hatta, bu çağda isteyen herkes kolaylıkla bir konuda uzmanlaşabilir ve her konuda devlet kadar fikir sahibi olabilir. Devletin birtakım özel bilgilere sahip olması zannedildiği gibi ona gizemli ve esrarengiz...