Siyasetin dili, centilmenlik sınırları içinde polemikçi, gergin, kavgacı olabilir. Siyasetçi, görevine odaklanmanın doğal sonucu olarak toplumun dikkatini çekecek cümlelerle kendini ifade edebilir. Rakipleriyle diyaloğunda bu tarzı tercih edebilir. Esasen, fark yaratmak çoğu kez bu sayede mümkündür. Ancak, bütün bu gerilime zeka ve espri kaabiliyeti de eşlik etmelidir. Yakın siyasi tarihimizde siyasal polemiklerde böyle pırıltılar vardı ve partiler arasında gerilimi ne kadar artsa da atmosferi medenileştiren cümleler eksik olmazdı.
Zeka, nükte, incelik ve espri gibi özellikler epeyidir kayboldu. Bugün artık siyasi rekabet denilen şey daha ölçüsüz, sorumsuz ve öfkeli bir dil üzerinden gelişiyor. Olmaz denilen ağır sözler liderlerin dilinden kolaylıkla dökülebiliyor. En büyük meselemiz olan kalite ve seviye eksikliği; siyasetle kolkola, hergün biraz daha düşük irtifaya doğru yürüyor. Akademi, kültür, sanat ve eğitimi ne kadar seviye isteyen branş varsa da peşinden gidiyor.
Türkiye’yi çoraklaştıran...