Baştan beri partilerin ve adayların 24 Haziran’a dair güçlü bir vizyon koyamadıklarını söylüyorduk. Seçimlerin önemiyle kıyaslanacak değerde ve kalitede hedefler üretilemedi. İktidar, iktidar olmanın avantajıyla bir hayli cömert, muhalefet ise bu yarışta iktidardan aşağı kalmayacağını göstererek iktidardan daha bonkör davranıyor. 90’lı yallardan sonra ilk kez böyle açık artırmalı bir seçim yaşıyoruz, bunu da not edelim. Edelim zira yakın gelecekte bu “aldım verdim”leri çok konuşmamız gerekecek. *** Elbette, mesele partilerin ve adayların tutturduğu seviye değil, seçmenin ne istediği ve ne yapabileceğidir. Siyaset seçmenin hayran kalacağı bir seviye yakalayamazsa sürprizlere hazır olmalıdır. Seçim meydanının başka telden, seçmenin bambaşka bir telden çaldığı çok görülmüştür. İnsanlara hikayeler anlatılır, vaatler yağdırılır, iyi bir gelecek veya daha iyi bir gelecek fotoğrafı gösterilir ama bazen seçmen başka bir hikaye yazmak ister ve sandığı dip dalga denilen şey vurur… İlginç olan şu… Siyaset sarsıcı bir vizyon üretemiyor ama anketler de ikna edici bir şey söylemiyor. Yani, peşinden gidilebilecek, üzerinde tartışılabilecek bir veri ortaya çıkmıyor.