Her zaman adaletsiz ve kuralsız olan dünya, son birkaç yılda iyiden iyiye topyekün Vahşi Batı sahnesine dönmüş bulunuyor. Birleşmiş Milletler sonrası düzende nispeten engellerle karşılaşan ‘yapanın yanına kâr kalma pratiği’ bugün artık engelsiz şekilde genel uygulama halini almış bulunuyor. Bu yeni duruma bizatihi kendisi de bir kural tanımaz olan ABD’nin, Rusya kaynaklı hamlelere nasıl cevap vereceğini bilememesi yol açtı. Önce, Rusya’nın sadece bir ‘gaz istasyonu’ olmasıyla teselli buldular; yani petrol ve doğalgaz bitince süperlikten eser kalmayacağını umdular. Bu teori kısa sürede çökünce şimdi sahada görülen telaş başladı… Rusya’nın Kırım’ı ilhakı, Ukrayna’yı dilediği gibi karıştırması, ardından Suriye’de sistematik katliamlarla kendisine alan açması bile Batı’yı girdiği derin uykudan uyandıramadı. Ruslar, Londra sokaklarını Moskova banliyöleri gibi serbestçe kullanıp siyasi suikastlere başlayınca bu casus oyunu bütün Batı sistemi için onur kırıcı oldu. 14 Avrupa Birliği üyesi ülkeyle birlikte ABD, Kanada ve Ukrayna’nın ülkelerindeki Rus diplomatlara kapıyı göstermesi, bardağı taşıran bu son damlanın sonucuydu. *** Batı blokunun bu sembolik hamlesi Rusya’nın cesaretini kırmaya yetmez elbette ama ‘yapanın yanına kâr kalıyor’ siyasetine karşı demokratik dünyanın birşeyler yapması gerektiğini hatırlatmış gibi görünüyor. Brexit’le AB’ye veda eden İngiltere de, epeyidir Avrupa’yı adam yerine dahi koymayan ABD de birdenbire Batı ittifakı diye bir gücün varlığını fark etti. Sembolik ya da göstermelik olsa da birlikte hareket etmenin değeri anlaşıldı.