Çözüm süreci beklenirken memleketin bir sabah kayyuma uyanması ya da CHP’li belediyelerin konser harcamalarının savcılık soruşturmasına varmasındaki maksat aynı kapıya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı için seçim kampanyası başlamıştır. Bir daha aday olabilmek ve yeniden seçilebilmek her şeyden önemli olduğuna göre kampanyanın bu kadar erken açılması da şarttır. Erdoğan da bu şartın gereğini yerine getiriyor.
Erken başlamak zorunda çünkü muhalefetin güçlü adayları veya aday potansiyeli taşıyan isimlerinin hırpalanması, yıpratılması ve morallerinin bozulması gerekiyor. Yıpratma sürürken CHP içinde bir karmaşa, ayrışma ve çatışma da umuluyor. Eş zamanlı olarak, son seçimde CHP’ye oy vermiş ve yeni seçimde de verebilme ihtimali olan merkez/muhafazakar seçmen kitlenin kafasının karışması bekleniyor.
Hedef böyle büyük olunca iktidar riskli ama verimliliği yüksek konular üzerinden kampanya yapmayı göze alıyor. Erdoğan en yumuşak karnı sayılabilecek konular üzerinden CHP’ye yükleniyor.
Mesela… İktidar bir yandan Öcalan’ı Meclis’e getirip konuşturacak, akabinde affedecek kadar geniş gönüllü iken öte yandan uydurma deliller ve imkansız bağlantılarla CHP’li bir belediye...