AK Parti’nin ve Erdoğan’ın sandıktan ders alarak işleri düzelteceğine dair iyimser beklentileri iktidara yakın medyadaki bazı isimler haricinde canlı tutan kalmadı. Bu listeye, ekonominin içinde bulunduğu müzmin kriz durumun doğal terbiye edici olduğunu ve bunun da kaçınılmaz olarak demokratik hamleler gerektireceğini varsayanları da ekleyebiliriz ama bu da yeterli olmaz. İstikamet çok belli… Kavala ve Demirtaş davaları bir yana iktidar ortağı Bahçeli’nin açık baskısı ve iktidarın büyük ortağı Ak Parti’nin çaresiz sessizliği, iyimser beklentilerden daha fazla şey söylüyor.
Bununla birlikte iyimserlik; yani bir parça demokratikleşmenin önündeki engelin MHP olduğu hükmüne varıp Ak Parti’nin aslında iyi şeyler yapmak istediği ama Bahçeli’nin bırakmadığı kanaati de doğru değil. Hiç böyle olmadı… İki parti taban olarak neredeyse aynileşmiş ve tavan olarak da sekiz seneye varan mükemmel bir uyum sağlamış durumdadır. Hukuk, demokrasi, yargı sistemi, ifade özgürlüğü, dış politika ve genel olarak muhalefete bakışta aralarında fark kalmamıştır. Erdoğan ve sözcüleri ile Bahçeli ve sözcülerinin hemen her açıklamada...