Öte yandan, seçimden bu yana geçen zaman verimli kullanılamadı ama boşa geçmiş de sayılmaz… En azından iktisatta ve asayişte artık sürdürülemez hale gelen manzaranın onarımı için bazı adımlar atılıyor. Evet, beraberinde yapılması gereken daha önemli işlerin kapağı bir türlü açılmıyor. Açılması içini baskı da gelmiyor. Ama gelin görün ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yapılmayan bu şeyler için suçlamak mümkün değil zira böyle bir vaatte hiç bulunmadı. Erdoğan, eğitimi ayağa kaldırmak, yargıyı itibarlı hale getirmek, ifade hürriyetini geliştirmek veya kamu yönetiminde şeffaflık veyahut da liyakat/ehliyet vaadinde bulunmadı. Böyle oy istemedi, böyle seçilmedi…
Erdoğan, “Verdiğin sözler nerede? Hani demokrasi, hani güçlü diplomasi, hani eğitim, hani üretim, hani teknoloji, hani dünyayla rekabet, hani pasaportumuzun itibarı, hani Kürt meselesinde çözüm, hani üniversitelerin dünyayla rekabeti?” gibi soruların teknik olarak muhatabı ama siyasi olarak değil....