İktidar, belediyeler üzerinden muhalefete karşı “sert ve kararlı” bir operasyon yapıyor. Esenyurt’tan sonra Beşiktaş Belediye Başkanı da bir şafak baskını sonrasında tutuklanıp hapse atıldı. Oysa, her ikisinde de başkanları suçlamaya yetecek somut veya tutuklamayı gerektirecek bir delil yoktu.
Ama malum, zaman hak, hukuk, delil zamanı değil siyaset zamanı. Bundan sonra siyaset de böyle yapılacak…
İki operasyon da iktidarın kampanyasını erkenden başlattığı müstakbel Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapıldı. Erdoğan bu operasyonları yaparak, CHP’nin ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının meydanlarda iktidarın yolsuzlukları hakkında konuşamaması için zemin hazırlıyor. “Yolsuz olan da (belediye ihaleleri), bol para harcayan da (konserler) CHP’nin ta kendisidir”, imajını yerleştiriyor. İktidarın yolsuzluklarının artık tahammül edilemez noktayla geldiğini düşünen ve bu yüzden başka lider ve parti arayışına giren seçmenin zihnine CHP’nin de aynı yolun yolcusu olduğu kanaatini yerleştiriyor. “Bunun için iktidarı değiştirmeyin, o konuda hepimiz aynınız” mesajı...
Muvaffak da oluyor.
Her vuruşta CHP’nin yerel seçimde birincilikle güçlenen imajından bir parça koparıyor....