Gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimine dair bütün tartışmalar, “CHP’nin adayı kim olacak?” sorusu etrafında şekilleniyor. Ekranlarda, hem adı geçen isimler üzerinden bitmek tükenmek bilmez tartışmalar, hem de bu isimlerin kısa sürede birbirlerine gireceği varsayımı etrafında analizler yapılıyor. Tartışmaların, iktidara yakın mecralarla yapılması tesadüf olmadığı gibi bütün konuşmaların, adayların birbirlerine düşeceği ve dolayısıyla seçimi böyle kaybedecekleri tezine dayanması da şaşırtıcı değil. İktidar partisi böyle olmasını istiyor ve bu yöntemin işe yarayacağına inandığı için de aday borsasını erkenden açıyor. Kendileri açısından denenmesi gayet normal -ve geçmişte de işe yarayan- bir yöntem….
Buna rağmen asıl önemli soru hala ortada duruyor: Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Malum, Erdoğan anayasa gereği bir kez daha aday olamıyor. Aday olabilmesi için ya anayasanın değişmesi ya da Meclis’in erken seçim kararı almak suretiyle Erdoğan’a bir dönem daha seçilme hakkı tanıması gerekiyor. İktidar kanadının 12 Eylül darbe anayasasından kurtulmak temalı bir önerisi var. Gayet tabii ortaya böyle yüksek bir hedef...