Siyasal gelişmelerin hızı her zaman baş döndürüyor. Türkiye, her durumda bir yüksek tempo ve sürat ülkesi olma özelliğini koruyor. Böyle zamanlarda, çoğu kez olup bitenin ne anlama geldiği, ne gibi sonuçlara yol açacağı ve ne anlam taşıdığına dair tartışmalar da yaya kalıyor. Siyasi analizlerin, gelişmelerin gerisinde kaldığı bir dönem yaşıyoruz. Yani, siyasi analizler yerinden doğrulana kadar siyaset yeni bir menzile varmış oluyor.
***
16 Nisan referandumunun ürettiği ve üreteceği yeni sistemin tepeden aşağıya bütün üniteleri de bu bahistedir. Hem yapılanmanın ince işçiliğinin nasıl olacağı hem de toz bulutu indiğinde nasıl bir sistem inşa edileceğini şimdiden kestirmek zordur. Çünkü hem siyasi tarihimizde örneği yok hem de dünyada benzeyen bir başka model bulunmuyor. Kelimenin tam anlamıyla Türk tipi başkanlık sistemine adım atıyoruz.
Bu belirsizlik zemininde kesin olan, sistemin merkezinde bulunması ve bizatihi lideri olması sebebiyle Tayyip Erdoğan faktörüdür. Belirsizliklerin giderilmesinde, siyaset tarzı, ülke tasavvuru ve siyaseti şekillendirme potansiyeliyle en büyük rolü Erdoğan oynayacak. Cumhurbaşkanı’nın onaylamadığı bir rol de oynanmayacak.