7 Ekim’den sekiz ay sonra bugün dünyada oluşan İsrail imajını baştan tahmin etmek kolay değildi. Batı başkentlerine ve sokaklarına taşan tepkiler… Üniversite, sanat dünyası, medya ve sosyal medyada İsrail’i doğrudan hedef alan sert eleştiri rüzgarları… Güney Afrika’nın öncülüğünde “soykırım” başlığıyla devam eden uluslararası yargılama… İspanya, İrlanda ve Norveç gibi ülkelerin Filistin’i tanıması… Ve toplamda İsrail rejiminin küresel bir nefret nesnesi haline gelmesi; her geçen gün daha da artması…
Bugünkü tabloyu tahmin edebilseler ABD ile İsrail konusunda bu ülkenin yanında saf bazı Avrupa ülkeleri baştan yine aynı sınırsız dayanışma ve her türlü destek tavrını koyar mıydı? Şüphelidir… Uluslararası siyasette İsrail’in hep haklı ve korunmaya mazhar olduğu fikriyle hareket eden ülkeler büyük bir yangıyla karşı karşıya. İsrail’in dokunulmazlığı ve her durumda korunması gerektiği kuralının eski dünyada kaldığı, geçersiz olduğu ve tam tersine İsrail ile yanyana durmanın başa bela olduğu gerçeği ortaya çıktı. Küresel vicdan bu eski ve zalim kuralı yerle bir etti. ABD ve yakın müttefiki birkaç ülke, İsrail...