Ne zaman büyük bir kriz patlasa Batı’dan destek isteyen ve aynı anda Batı’yı suçlayan; yani dünyanın siyasi otoritesi olarak ABD ve Avrupa’yı baştan kabul İslam dünyası bugün yine aynısını yapıyor. Bu çaresizlik bile tek başına Filistin meselesinin on yıllardır neden çözülemediğini, çözülmek şöyle dursun her adımda neden daha da kötüye gittiğini anlatmaya yetiyor.
400 milyona yakın nüfusa sahip 22 Arap ülkesi ve çoğunluğuyla azınlığıyla 2 milyarı aşkın nüfusa sahip 57 İslam ülkesi; ne kendi siyasal problemlerini çözmekte ne de küresel krizlerin çözümünde etki sahibi değildir. Tek tek de değildir, toplu olarak da… Bilinen yakın geçmişte, kendi içinde yaşanan herhangi bir problemi çözebilmiş değildir. Dünyanın herhangi bir derdine veya krizine çare olabilmiş hiç değildir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde çözümü Batı’dan bekleyen, Kovid salgınında aşıyı bulup önce kendisine verilmesi için yine Batı’ya yüklenen, hatta kendileri Çin’e laf edemezken Uygurlar için bir şeyler yapması için yine Batı’yı suçlayan bir dünyanın üyesiyiz. Kimsenin korkmadığı ve saygı duymadığı bir dünyanın…
Böylesine etkisiz bir devletler topluluğunun taraf olduğu Filistin-İsrail probleminde...