Bir yandan cılız da olsa başkanlık sisteminin eksikleri üzerinde fikir yürütülüyor. Gerekli bir mesai… Sistemin, yeterince düşünülmeden yasalaştığı, TBMM’nin yetkileri ve kurumlar arasında koordinasyon başta olmak üzere siyasetin tabiatına aykırı bir dizi unsur içerdiği biliniyor. Fikir yürütenlerin o kadar işi var ki herhangi bir öneri için dahi günlerce haftalarca konuşmak mümkündür. Mümkündür ama en küçük değişiklik için dahi kanun ya da anayasa maddesi gerektiği için ve parlamento çoğunluğu değişim yanlısı olmadığı için konuşmanın motivasyonu olmayacaktır. En nihayet, sistem ne kadar eksik olsa bile sandıkta kabulünün üzerinden hepi topu iki sene geçmiş bulunuyor. Henüz çok taze ve madem millet oyuyla benimsendi kredibilitesinin devam ettiğini varsaymak gerekir. Bir yandan da yerel seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte önümüzde bulunan dört seçimsiz yılın planlanması ve verimli bir çalışma dönemi temennisi bulunuyor. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar kanadının “yeni bir başlangıç” yahut “fırsat dönemi” olarak tarif ettiği koskoca bir dört yıl. Eğer önümüzdeki icraat dönemi söylendiği ve umulduğu gibi verimli geçecek olursa birinci gruptaki tartışmalar; yani, başkalık sistemine yönelik eleştiriler de zayıflayacaktır. Yani, başkanlık sisteminin bu haliyle devamının kaderi bizatihi Başkan’ın ve ekibinin elinde bulunmaktadır.